Çemberin Çevresi Hesaplanabilir Mi?
Hayat bazen, çemberin çevresi gibi karmaşık, ama bir o kadar da eğlenceli olabiliyor. Şimdi, sırf matematiksel bir soru değil, derin düşüncelerle dolu bir soru bu. İzmir’de 25 yaşında, arkadaş ortamında sürekli şaka yapan ama içten içe her şeyi fazla düşünen bir genç olarak, bazen hayatı “matematiksel” bakış açısıyla anlamaya çalışıyorum. Ama öyle bir noktaya geldim ki, her şeyin bir “çevresi” var. İşte o çevreyi hesaplayabilmek, insanı hem güldürüyor hem de düşündürüyor.
Çemberin Çevresi Hesaplanabilir Mi? (Ve Aslında Çevre Nedir?)
Öncelikle, matematiksel olarak çemberin çevresi hesaplanabilir elbette. O kadar eski bir soru ki, Pi sayısını bilmesek bile çemberi sarmaya çalışan herkes bir şekilde bu problemi çözebiliyor.
Formül neydi? Evet, Çevre = 2πr.
Bu kadar basit. Ama gelin görün ki, bu formülü bir genç yetişkin olarak, İzmir’deki bir kafede oturup arkadaşlarımla çene çalarken nasıl sorguladım, biraz da ondan bahsedelim.
—
Bir Kahve Molasında Çevreyi Konuştuk
Bir sabah, kahve içmek için gittiğim kafede arkadaşlarım sohbet ediyordu. Ben de bir köşede gizlice, her şeye anlam yüklemeye çalışan bir kafa yapısıyla takılıyorum. Ve derken, biri çember hakkında bir şeyler söyledi.
Ahmet: “Ya, bu Pi’yi gerçekten kim buldu? Bunu düşünüyorum sabah akşam.”
Ben: “Pi! Yani, aslında bunun çevresini hesaplamak da bir şeyler hakkında daha derin bir şeyler düşündürtmeli.”
Ayşe: “Ne diyorsun sen ya? Çevresi mi?”
Ben: “Yani, mesela hayatın da bir çevresi yok mu? Hani, insan da bir çember gibi. Herkesin bir çevresi var, ama kimse gerçekten o çevreyi anlamıyor. Aslında her şey hesaplanabilir. Çevre, gerçekten hesaplanabilir mi?”
Herkes bana bakıp gülmeye başladı. Ama içten içe, kimse bu sorunun ne kadar derin olduğunun farkında değildi. Matematiksel bir formüle girmesek de, bir çemberin çevresini hesaplamak, hayatımızdaki her şeyin “çevresini” de hesaplayabilmek gibi değil mi?
—
Hayatın Çevresi: Pi Sayısından Daha Fazlası
Çemberin çevresi, bir anlamda bize hayatın döngüselliğini hatırlatıyor. Ama bak, hayatın çevresini hesaplamak kolay mı? Sabah işe giderken, öğle yemeğinde ne yiyeceğini düşünürken, akşam üzeri “Hadi bir kahve alayım” derken, bu kadar basit mi? Her bir seçim, bir çemberin etrafını sarmak gibi; ve bu kararlar, matematiksel formülden çok daha karmaşık bir hale gelebiliyor.
Çevreyi hesaplamak da tıpkı hayatı hesaplamak gibi:
1. Bir nokta seç: Bu, hayatta kararlar alırken atacağımız ilk adım gibi. Ya da işte, yeni bir başlangıç.
2. Radyus (Yarıçap) bul: Ne kadar uzaklaşmak istiyoruz? Bu, hedeflerimize ne kadar yaklaşmak istediğimizi belirler.
3. Pi sayısı: Bu, hayatın içinde her zaman var olan belirsizlik ve dalgalanma. Yani, Pi gibi, hep bir miktar karmaşa.
Çevreyi hesaplayamazsınız. Çünkü hayat, çember gibi düz bir çizgide gitmez. Her gün, o çemberin bir başka boyutuna dönüyoruz ve bazen, sadece dönüp gitmek zorunda kalıyoruz.
—
Çevrenin Tamamlanması: Geleceği Düşünmek
Ben, bazen düşünüyorum: Çevremdeki insanlar, bir çemberin çizgisine benziyor. Onlar da, tıpkı matematiksel formülde olduğu gibi, “r” gibi bir noktayı temsil ediyor. Hepimiz kendi “r” noktalarımızda bir şeyler yapıyoruz. Ama bir de bu çemberin iç kısmındaki ben varım. Bazen tam kenarında, bazen iç kısımlarında… Ama her zaman hareket halinde. Ve bu hareket, bir şekilde hesaplanabilir, değil mi?
Çevremizi anlamaya çalışmak, o çemberin çevresini hesaplamaya çalışmak gibi bir şey. Çünkü hepimiz kendi merkezimizde dönüyoruz. Çevremizdeki her şey, bir çizginin etrafında toplanıyor. Ama bir noktada, bu çevre, biz farkına bile varmadan bir bütünlük oluşturuyor.
—
Çemberin Çevresi Hesaplanabilir Mi? Sonuç Olarak
Sonuç olarak, çemberin çevresi gerçekten hesaplanabilir. Ama hayatın çevresi, bir çemberin etrafını sarmaktan çok daha karmaşık. Formüllerle çözülemeyen bir sürü şey var. Ama yine de, çemberin çevresi hesaplanabilirken, belki de biraz daha az düşünmeli, biraz daha çok gülmeliyiz. Çünkü, hayatın tam ortasında, espriler ve çemberin kenarındaki kahkahalar var.
Ve bir noktada, çemberin çevresi ne kadar hesaplanabilirse, biz de o kadar hayatın çevresini hesaba katmalıyız. Ama belki de tam olarak o noktada, şunu kabul etmeliyiz: Çevreyi, sadece hissetmek gerekir.